.
.
   
  TARİHİN RÜZGARLARI
  İNKILAP TARİH
 
Trablusgarp Savaşı (1911-1912)

- İtalya ile Osmanlı Devleti arasında olmuştur.

Nedenleri
• İtalya’nın siyasi birliğini geç kurmasından dolayı sömürge faaliyetlerinde geride kalması.İngiltere ve Fransa'nın sömürge faaliyetlerinde ilerlemesi.
Bu nedenle İtalya'nın gelişen sanayisi için hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak istemesi.
• Osmanlı Devleti’nin eski gücünü kaybetmesi, güçsüz bir durumda olması.
• Kuzey Afrika'nın paylaşımında Trablusgarp'ın İtalya'ya bırakılması. Avrupalı Devletlerin İtalya'ya destek olması.

Savaşın başlaması
İtalya, Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp'ta halka adaletsiz davrandığını ileri sürerek 48 saat içinde Trablusgarp'ın kendisine verilmesini isteyen bir ültimatom verir.
Daha sonra İtalya Trablusgap'ı işgal eder.Mustafa Kemal, Enver Bey gizli bir şekilde Trablusgarp'a giderek Derne,Tobruk ve Bingazi'de İtalyanlara karşı başarılı mücadeleler verirler.
Osmanlı kuvvetleri İtalya'ya karşı başarılı mücadeleler verdiler. Bunun üzerine İtalya Osmanlı Devletini zor durumda bırakmak için Çanakkale'yi bombalamaya başladı.Rodos'u ve On iki adayı ele geçirdi.
Bu sırada Karadağ'ın Balkan devletleriyle anlaşıp Osmanlı Devletine savaş ilan etmesiyle Balkan savaşı başlamış ve Osmanlı Devleti İtalya ile anlaşma imzalamak zorunda kalmıştır.
 

Uşi Antlaşması (1912)
• Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya bırakılacak. (Osmanlı Devleti, Kuzey Afrika'daki son toprak parçasını kaybetti)
• On iki ada geçici bir süre İtalya’ya bırakılacak.

Balkan Savaşları (1912-1913)

1. Balkan Savaşı
Osmanlı Devleti ile Karadağ, Bulgaristan, Yunansitan ve Sırbistan arasında meydana geldi.

Nedenleri:
• Rusya'nın Balkan Devletlerini kışkırtarak Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki hakimiyetine son vermek istemesi.
• Balkan Devletleri'nin Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp savaşındaki durumunu görmesi ve bu durumdan yararlanmak istemesi.

Savaşın Başlaması:
Karacadağ'ın Osmanlı Devleti'ne saldırması ile savaş başlar. Ardından Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan da savaşa katılır.
Bulgarlar Çatalca'ya kadar ilerlediler. Yunanlılar ise İmroz ve Bozcaada dışındaki Ege adalarını işgatl ettiler. Savaş devam ederken Arnavutluk da bağımsızlığı ilan etmiştir. 1. Balkan savaşı Londra Antlaşmasının (1913) imzalanmasıyla sona erer.

Londra Antlaşması (1913)

Maddeler:
• Balkan Devletleriyle Osmanlı Devleti arasında Mide-Enez sınır olacaltır.
• Girit, Selanik ve Güney Makedonya Yunanistan'a
• Trakya ve Edirne Bulgaristan'a,
• Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan'a verilecek.
• Arnavutluk'un bağımsızlığı tanındı.
 

2.Balkan Savaşı
Bulgaristan ile Yunanistan, Karadağ, Sırbistan ve Romanya arasında meydana geldi.

Nedenleri:
Yunansitan, Sırbistan ve Karadağ 1. Balkan Savaşında kendilerinden daha fazla toprak alan Bulgaristan'a karşı harekete geçer ve savaş açarlar. Romanya da Bulgarlara karşı mücadele eder.

Bulgaristan zor durumda kalır ve savaştan yenik olarak ayrılır. Osmanlı Devleti ise I. Balkan savaşında Bulgaristan'a bırakmak zorunda kadlığı Edirne'yi geri alır.Savaş Bulgaristanın yenilgisiyle sona erer.

2. Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan ile Balkan Devletleri arasında Bükreş Anlaşması imzalanır.
 

Osmanlı Devleti ise II. Balkan Savaşı sonrasında imzaladığı anlaşmalar:

Atina Anlaşması (1913)
• Yunanistan ile imzaladı.
• Bu anlaşmaya göre Girit ve Ege Adaları, Yunanistan'a bırakıldı.
 

İstanbul Anlaşması (1913)
• Bulgaristan ile imzalandı.
• Edirne ve Kırklareli osmanlı Devleti'nde kalacak.Meriç nehri sınır olacak.
• Bulgaristan topraklarında yaşayan Türklere haklar tanınacak.
 

İstanbul Anlaşması (1914)
• Sırbistan ile imzalandı.
• Sırbistan'da yaşayan Türklerin hakları korunma altına alındı.

1. Dünya Savaşı (1914 - 1918)

1. Dünya savaşı'nın nedenleri

Genel Nedenler
- Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan milliyetçilik düşüncesi.
- Sömürgecilik (Sanayi devrimiyle orya çıkan hammadde ve pazar ihtiyacı)
- Avrupalı Devletler arasındaki silahlanma, ekonomik rekabet ve siyasi çekişmeler.
 

Özel Nedenler
Devletler arasında meydana gelen rekabete dayalı çıkar çatışmalarıdır.

- Almanya: Siyasi biliğini geç kurması nedeniyle sömürgecilik faaliyeterine geç başlamıştır.
Sömürgecilik konusunda İngiltere ile rekabete girmiştir.Denizlerde güçlü bir filo kurmayı amaçlamıştır.
- İngiltere: Avrupa'da Almaya'nın güçlenmesini kendisi için bir tehlike olarak görmüştür.
- Fransa: Yaptığı savaşta Almanya'ya bırakmak zorunda kaldığı kömür yataklarının bulunduğu Alsas-Loren bölgesini tekrar ele geçirmek.
- Rusya: Balkanları Panislavizm politikası uygulayarak ele geçirmek. Boğazlara hakim olmak ve Akdeniz'e inmek.
- İtalya: Almanya gibi sömürge arayışındadır.
- Avusturya-Macaristan: Balkanlarda Rusya'ya karşı mücadele etmiştir.
 

Üçlü İttifak ve Üçü İtilaf Devletleri
Avrupa ülkeleri arasında meydana gelen sorunlar, rekabet ve siyasi ilişkiler devletleri bloklara ayırdı.

Üçlü İttifak Devletleri:
- Almanya
- Avusturya-Macaristan
- İtalya
 

Üçlü İtilaf Devletleri:
- İngiltere
- Fransa
- Rusya
 

Osmanlı Devleti ise Balkan savaşlarından yeni çıktığı için ve devletin durumu iyi olmadığı için başlangıçta savaşa girmeme kararı almıştır. Ama diğer taraftan Enver Paşa Almanya'nın savaşı kazanacağına olan güveninden dolayı Almanya'nın yanında savaşa girmenin hesabını yapmaktadır.
 

Savaşın Başlaması ve Gelişimi
1914 yılında Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna'yı ziyaretinde bir sırplı tarafından öldürülmesi savaşın başlamasına neden oldu. Bu olay üzerine Avusturya-Macaristan Sırbistan'a savaş ilan etti.Rusya ise Sırbistan'ı destekledi.Fransa Rusya'yı, Almanya ise Avusturya-Macaristan'ı destekledi.İngiltere ise Rusya ve Fransa'nın yanında yer aldı.
 

Savaşın başlamasından sonra İtalya bir süre tarafsız kaldı. Daha sonra İngiltere ile gizli bir görüşme yaparak İtilaf Devletleri yanında savaşa katıldı. Savaşın devam ettiği yıllarda Romanya, Yunanistan, Brezilya, Portekiz ve Amerika İtilaf grubunda savaşa katıldı.
 

Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesi
Osmanlı Devleti savaşın başında tarafsız kalmayı tercih etti.
Almanya ise Osmanlı Devleti'nin kendi yanında savaşa girmesini istiyordu.

Almanyanın amaçları
- Cephe sayısını azaltmak, yükünü hafifletmek.
- Osmanlı Devleti'nin stratejik konumundan yararlanmak.
- Halifeliğin gücünden yararlanmak, İngilizlerin sömürgelerinde olan Müslüman nüfuzundan faydalanmak.
- Süveyş Kanalının kontrölünü ele geçirerek İngiltere'nin sömürgelerine giden yolları kesmek.

İtilaf Devletleri ise Osmanlı Devleti'nin savaşa girmemesini istiyorlardı. İngiltere bu şekilde Uzak Doğu'daki sömürgelerini
güvenlik altına alabilecekti. İngiltere bu amaçla savaştan önce kapütülasyonları kaldırabileceğini duyurmuştu.
 

Osmanlı Devleti'nin Almanya'nın yanında savaşa girme nedenleri
- Almanya'nın savaşı kazanacağına olan güven
- Son dönemde kaybedilen toprakları geri almak.

Osmanlı Devleti başında bulunan İttihat ve Terakki yönetimi Almanya ile gizli bir anlaşma yaparak İttifak gurubunda savaşa girme kararı alır.

Akdenizde'de İngiltere'den kaçan iki Alman gemisi (Goben ve Breslav) Osmanlı Devleti'ne sığındı. Osmnalı Devleti bu gemileri satın aldığını açıkladı. Gemilere Yavuz ve Midilli adı verildi. Daha sonra bu gemiler Karadeniz'de Rus limanlarını bombaladı ve Osmanlı Devleti savaşa girdi.

Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesi ile
- Cephe sayısı artmış
- Almanya'nın cephelerdeki yükü hafiflemiştir.
 

Osmanlı Devleti'nin Savaştığı Cepheler

Taarruz Cepheleri : Kanal, Kafkasya
Savunma Cepheleri : Çanakkale, Irak, Suriye-Filistin, Hicaz-Yemen

Ayrıca müttefiklerine yardım amacıyla Romanya, Galiçya ve Makedonya cephelerinde mücadele etmiştir.
 

Kafkasya Cephesi
1914 yılında Rusların Doğu Anadolu'ya ilerlemesi açılan cephedir. Enver Paşa'nın başında buluduğu Türk ordusu taarruza geçti.Kış şartlarının ağır olması ve Türk askerlerinin hazırlıklı olmaması nedeniyle tarihe "Sarıkamış Harekatı" olarak geçen olayda 60.000 Türk askeri donarak şehit olmuştur. Bu olaydan sonra Ruslar karşı saldırıya geçerek kısa sürede Erzurum, Muş, Erzincan, Bitlis ve Trabzon'u işgal ettiler.Bu cepheye Mustafa Kemal'in atanmasıyla birlikte Muş ve Bitlis geri alındı.
Bu cephe Rusya ile 3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litowsk Analşmasıyla kapanmıştır.Bu anlaşmayla Rusya Kars, Ardahan ve Batum'u Osmanlı'ya geri vermiştir.
 

Çanakkale Cephesi
1. Dünya savaşının en önemli cephesidir. Türk tarihinin kaderini çizen cephedir.

İtilaf Devletleri'nin bu cepheyi açmasındaki amaçlar:
- Çanakkaleyi geçerek İstanbul'u ele geçirmek. Osmanlı Devleti'ni savaş dışında bırakmak.
- Rusya'ya yardım göndermek.
 

Savaşın Gelişimi
Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri'nin denizden gelen saldırılarına başarıyla karşı koydu. İtilaf Devletleri bunun üzerine karadan saldırıya geçtiler. İngilizler, Seddülbahir, Arıburnu ve Kumkale'ye asker çıkardılar. Silah ve teknik bakımdan üstün olan düşmana karşı Mustafa Kemal komutasındaki Türk askerleri Anafartalar ve Conkbayırı'nda başarılı olmuş ve düşmana karşı kesin bir zafer kazananılmıştır.

Mustafa Kemal savaş sırasında;"Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir." emriyle bu savaşın Türk halkı için ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir.
 

Savaşın Sonuçları
- Türk halkı bağımsızlığına olan inancını ortaya koymuş ve birlik-beraberlikle her türlü zorluğu aşacağını kanıtlamıştır.
- İngiltere ve Fransa Rusya'ya yardım gönderemediler.Ekonomisi bozulan Rusya'da ihtilal çıktı. Çarlık rejimi yıkıldı.
- Türkler 253 bin şehit verdiler. Düşman askerleri de 250 bin civarında kayıp verdiler.
 

Irak Cephesi
Osmanlı Devleti İngilizlere karşı mücadele etti. Başlangıçta Türk askerleri başarılı bir mücadele göstermiş. Kutül-Amare'de İngiliz askerleri esir alınmış. Daha sonra İngilizlerin yeniden asker
çıkararak saldırıya geçmesiyle üstünlük İngilizlere geçti. İngilizle Musul'a kadar ilerledi.
 

Kanal Cephesi
- Almanaya'nın amaçları doğrultusunda açılan bir cephedir.

Amaç:
- Süveyş Kanalı'nı ele geçirmek
- İngilizler'in uzakdoğuda bulunan sömürgeleriyle olan deniz bağlantısını kesmek.

Bu cephede yapılan taarruz başarılı olmadı. İngilizler Suriye'ye kadar ilerlediler.

Suriye Cephesi
- İngilizlere karşı mücadele edildi.
- Bu cephede Yıldırım orduları Grup Komutanı olarak General Liman Von Sanders bulunuyordu. Bu komutanlığa Mustafa Kemal'in atanmasıyla başarılı mücadeleler verildi.Mondros'un imzalanmasından sonra Mustafa Kemal İstanbul'a çağrılmıştır.

Galiçya,Romanya ve Makedonya Cepheleri
- Osmanlı Devleti bu cephelerde müttefiklerine yardım için mücadele etmiştir.

Savaşın sona ermesi
- Rusya'nın savaştan çekilmesiyle İttifak grubu üstün hale gelmişti. Ancak ABD İtilaf Devletleri yanında savaşa girince tekrar İtilaf Devletleri üstün hale geldi. Savaş İttifak Devletleri'nin yenilgisiyle sonuçlandı
 

1. Dünya Savaşı'nın Sonuçları
- Avrupa'nın haritası yeniden çizildi.
- İmparatorluklar yıkıldı. Yerlerine yeni devletler kuruldu.
- Devletlerin yönetim şekilerinde değişklikler meydana geldi.
- Dünya barışını korumak amacıyla Milletler Cemiyeti kuruldu. Milletler Cenmiyeti büyük devletlerin çıkarını koruyan bir kurum durumuna geldi.
- İkinci Dünya savaşının çıkmasına engel olunamadı.

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

Osmanlı Devleti'nin I. Dünya savaşı sonunda İtilaf Devletleriyle imzaladığı ateşkes antlaşmasıdır.Anlaşma, Limni Adasının Mondros Limanında Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey ile İtilaf Devletleri adına Amiral Calthorpe tarafından imzalanmıştır. 1. Dünya savaşı deman ederken İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya Osmanlı Devleti'nin topraklarını kendi aralarında paylaşmışlardı.

Anlaşmanın maddeleri Osmanlı Devleti için çok ağır şartlar içermektedir.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın maddeleri

- Boğazlar açılacak ve geçiş güvenliği için Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki istihkâmlar itilâf devletleri tarafından işgal edilecek.

- Osmanlı ordusu hemen terhis edilecek ve bunların silâh, cephane ve teçhizat, araç-gereç itilâf kuvvetlerine teslim edilecek.
Amaç: İtilaf Devletleri işgallere karşı Osmanlı Devleti'ni savunmasız bırakmak istemiştir.

- Osmanlı Devleti' nin bütün liman ve tersaneleri itilâf devletleri gemilerinin faydalanmasına açık bulundurulacak.
Amaç: İşgallere karşı Osmanlı Devleti'nin savunmasız bırakmak.

- Toros tünelleri itilâf devletlerince işgal edilecekti.

- Tüm haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri itilâf devletlerince denetlenecek.
Amaç: Türk halkının haberleşmesini engellemek. İşgalleri kolaylaştırmak.

- İtilâf devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik bölgeyi asker çıkarmak suretiyle işgal edebilecek.(7. madde)
Amaç: İtilaf Devletleri yapacakları işgallere zemin hazırlamışlardır.

Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van, Bitlis'te (Vilayet-i Sitte) herhangi bir karışıklık çıkacak olursa, İtilâf devletleri bu bölgede önemli gördükleri yerleri işgal edebilecek.(24. madde)
Amaç: Doğu Anadolu'da Ermeni Devleri kurmak.

- Suriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablus ve Bingazideki Türk kuvvetleri en yakin itilâf kumandanına teslim olacak.

Anlaşmanın 7. maddesi ile Osmanlı Devleti'nin işgaline zemin hazırlanmış.24. madde ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde Ermeni Devleri kurmak amaçlanmıştır.
 

Mondros'tan sonra işgaller

İngilizler: Musul, Urfa, Antep ve Maraş
Fransa : Adana ve çevresi
İtalya : Antalya ve Konya

13 Kasım 1918'de İstanbul İtilaf Devletleri tarafından denetim altına alınmıştır.
 

Paris Barş Konferansı (18 Ocak 1919)
İtilaf Devletleri yenilen devletlerle yapacakları barış görüşmeleri için Paris'te bir konferans topladı. Konferans'a Yunanlılar da katıldı. Sahte belgeler ileri sürerek Ege Bölgesi'nde hak iddia eden Yunanlılar İngilizler tarafından desteklendi.İngiltere, Batı Anadolu'yu savaş sırasında yapılan gizli görüşmelerle İtalya'ya vermesine rağmen kendi sömürgeleri tehlikeye girebilir düşüncesiyle daha zayıf olan ve kolayca kontrol altında tutabileceği Yunanistan'ı desteklemiş ve Batı Anadolu'nun Yunansitan'a verilmesini sağlamıştır. İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edilmesine karar verildi.Yenilen devletlerle imzalanacak barış anlaşmaları hazırlandı. Paris Barış Konferansında yenilen devlerle şu anlaşmalar imzalandı:

Almanya ile Versay Antlaşması (28 Haziran 1920)
Avusturya ile Saint Germain Antlaşması (10 Eylül 1919)
Macaristan ile Triyanon Antlaşması (4 Haziran 1920)
Bulgaristan ile Nöyyi Antlaşması (27 Kasım 1919)

Osmanlı Devletiyle yapılacak olan barış anlaşması konusunda anlaşmaya varılamadı. Osmanlı Devletiyle 10 Ağustos 1920 tarihinde barış anlaşması (Sevr Barış Anlaşması) imzalanmıştır.
 

İzmir'in İşgali (15 Mayıs 1919)
Paris Barış Konferansı'nda Batı Anadolu'nun Yunanlılara verilmeis kararlaştırılmıştı. İngilizlerin dersteğini alan Yunanlılar 15 Mayıs sabahı İzmir'e asker çıakrdı.İşgale karşı Türk halkı tepki gösterdi. Yunan işgaline karşı ilk kurşunu Hukuk-i Beşer gazetesi yazarı Hasan Tahsin sıktı.Yunanlılar İzmir'in işgalinde çok sayıda Türk'ü şehit ettiler.

İzmir'in işgali, Türk halkında milli bilincin uyanmasını sağlamıştır.

Zararlı Cemiyetler:

Azınlıklar tarafından kurulan zararlı cemiyetler:
Ermeniler ve Rumlar İtilaf Devletlerinin kışkırtmalarına kapılarak topraklarımızı ele geçirmek ve bağımsız devletler kurmak amacıyla faaliyetlerde bulundular.Bu amaçla cemiyetler kurdular.

1.Mavri Mira Cemiyeti:
- İstanbul Ru Patrikhanesine bağlı olarak kuruldu.
- İstanbul'da faaliyet gösterdi.
- Yunanistanın desteğini almış.
- Bizans İmparatorluğunu yeniden canladnırmayı amaçlamıştır.

2.Pontus Cemiyeti:
- Karadeniz Bölgesi'nde Samsun merkezkli Pontus Rum Devleti kurmak için faaliyetlerde bulundu.

3. Hınçak Komitesi:
- Doğu Anadolu'da Ermeni Devleti kurmayı amaçlamıştır.

4. Etniki Eterya Cemiyeti:
- Yunanlılar tarafından 1814 yılında kurulan bir cemiyettir.Amaçları Büyük Yunansitan (Megali İdea) düşncesini gerçekleştirmektir.

Azınlıkların kurdukları zararlı Cemiyetlerin özellikleri:
- Mondros'un 7. maddesini kullanarak topraklarımızı işgal etmek ve bağımsız devletler kurmaktır.
- İtilaf Devletleri tarafından kullanılmışlar ve desteklenmişlerdir.
 

Milli Varlığa Düşman Cemiyetler:
- Bu cemiyetler milli birlik ve beraberliğimizi bozucu faaliyetlerde bulunan ve işgalci devletler tarafından desteklenen cemiyetlerdir.
 

1.Kürt Teali Cemiyeti:
- İstanbul'da kurulan bu cemiyetin amacı Doğu'da bir kürt devleti kurmaktır.

2.Teali İslam Cemiyeti:
- İStanbul'da kurulan bu cemiyet Saltanat ve Hilafet yanlısı bir politika izlemiştir.

3.İngiliz Muhipleri Cemiyeti:
- Cemiyetin merkezi İstanbul'du.
- İngiliz himayesi alına girererk yurdun kurtulacağını savundular.

4.Wilson Prensipleri Cemiyeti: Amerikan mandasını savunmuşlarıdr.
 

Milli Varlığa Düşman Cemiyetlerin özellikleri:
- Mandacılığı savundular.
- İtilaf Devletleri taradından destek gördüler.
- Milli birlik ve beraberliğimizi bozan faaliyetler yaptılar.
- Türkler tarafından kurulmuştur.
 

Yararlı Cemiyetler:
Mondros Ateşkes Anlaşmasından sonra başlayan işgallere karşı İstanbul Hükümeti gereken tepkiyi göstermedi.Türk halkı işgalleri sona erdirmek, vatan topraklarını
işgallerden kurtarmak amacıyla bölgesel amaçlı cemiyetler kurdular.
 

1. Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti:
- Doğu Anadolu'da ermeni devletinin kurulmasını engellemek amacıyla kuruldu. Erzurum Kongerisi topladı.

2.Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti:
- Trakya Bölgesinin Yunanlılara karşı korumak amacıyla kuruldu.

3.Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti:
- Karadeniz Bölgesinde Pontus Rum Devletinin kurulmasını engellemek amacıyla kuruldu.

4.Kilikyalılar Cemiyeti:
- Adana ve çeveresinde işgallere karşı mücadele etti.

5.İzmir Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti:
- İzmir ve çevresini Yunanlılara karşı korudu.

6.Milli Kongre Cemiyeti:
- İstanbul'da kurulan bu cemiyet işgallere karşı basın-yayım yoluyla mücadele ederek Türk halkının haklılığını dünyaya duyurmaya çalıştı.
 

Milli Cemiyetlerin özellikleri:
- Amaçları bulundukları bölgeleri kurtarmaktır.
- Birbirlerinden ayrı çalıştılar.
- İşgallere karşı protestolar düzenlediler. Daha sonra da silahlı mücadeleye giriştiler.
- Tüm cemiyetler Sivas Kongresi'nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk adı altında birleşti.

Kuvayimilliye Hareketi

Mondros Ateşkes antlaşmasının imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri, Mondros’un 7. maddesine dayanarak işgallere başladılar. İstanbul Hükümeti, işgallere karşı sessiz kalmış herhangi bir önlem almamıştır. Türk halkı işgallere karşı kendisini savunmak ve korumak amacıyla mitingler düzenlemiş ve direniş birlikleri kurmuştur. Türk halkının vatanını korumak ve işgallere son vererek bağımsızlığını devam ettirmek amacıyla kurduğu bu teşkilata Kuvayimilliye (Milli Kuvvetler) adı verilir.

Kuvayimilliye'nin oluşmasında
Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla Osmanlı ordusunun terhis edilmesi ve ülkenin işgallere karşı savunmasız kalması
İstanbul Hükümeti'nin işgallere karşı sessiz kalması
Yurdun işgale edilmeye başlaması
Azınlıkların kışkırtıcı hareketleri

Kuvayimilliye’nin özellikleri
Bölgesel amaçlıdır. Kendi bölgelerini korumak amacıyla kurulmuştur.
Disiplinli ve düzenli birlikler değillerdir.
İşgallere karşı vatanı korumak amacıyla kurulan birliklerdir. Milliyetçilik duygusu hâkimdir.
Askerlik bilgi ve teknik bakımından eksik birliklerdir.
Belli bir merkeze bağlı değildirler.
Düzenli ordunun temelini oluşturmuşlardır.
Düzenli ordu kuruluncaya kadar düşmanı oyalamışlar, TBMM'ye karşı çıkan ayaklanmaları başarıyla bastırmışlardır.
 

Kuvayimilliye'nin işgallere karşı ilk direnişi 19 Aralık 1918 tarihinde Hatay-Dörtyol'da Fransızlara karşı olmuştur. İkinci direniş ise İzmir'in işgalinden sonra Batı Anadolu'da Yunanlılara karşı olmuştur. Düzenli ordunun kurulmasıyla birlikte Kuvayimilliye kaldırılmıştır.

Kuvayimilliye’nin kaldırılma nedenleri
Belli bir otoriteye bağlı olmayışları
Askeri teknik ve bilgi bakımından eksik oluşları
İhtiyaçlarını karşılamak için halka baskı yapmaları
Düzenli orduya sahip olan Yunanlılara karşı tam olarak başarı sağlayamamaları.
Mustafa Kemal, Suriye'de Yıldırım Orduları komutanlığı yaparken Mondros'un imzalanmasıyla İstanbul'a çağrılır. İstanbul'a gelen
Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi İsanbul'dan başlatmanın mümkün olmadığına karar vermiştir. Mustafa Kemal'e göre Milli Mücadele Anadolu'dan başlatılmalıydı. Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmenin yollarını ararken kendisin için uygun bir fırsat çıkmıştır.
Samsun ve Trabzon'da Rum çetelerinin Türk halkını katletmesi nedeniyle Türkler kendilerini savunmak amacıyla Rum çetelerine karşı mücadeleye girişmişlerdi. İngiziler ise, Türk halkının Karadeniz'deki güvenliği bozduğunu ve asayişin sağlanmaması durumunda Mondros'un 7. maddesine göreburaların işgal edileceğini bildirmişti.
İstanbul Hükümeti ise Samsun ve çevresindeki olayları incelemk amacıyla buraya Mustafa Kemal'i 9. Ordu Müfettişi olarak gönderme kararı almıştır. Mustafa Kemal ise bu teklifi hemen kabul ederek çok geniş bir yetkiyle Samsun'a gitmiştir.
 

Mustafa Kemal’in 9. Ordu Müfettişi olarak resmî görevleri;
- Bölgedeki karışıklıklara son vermek,
- Silahların toplanmasını ve teslimini sağlamak,
- Sorumluluk alanında millî amaçlı girişimlere izin vermemekti.
 

Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuruyla Samsun’a gitmek üzere hareket etmiştir. 19 Mayıs 1919 günü Samsun'a ulaşmıştır.
 

Mustafa Kemal Samsun'da bulunduğu süre içinde halkın vatanın kurtuluşuyla ilgili fikirlerini dinlemiştir.

Bu düşüncelerin başlıcaları şunlardı:
- İngiltere’nin himayesi altına girmek,
- ABD’nin himayesi altına girmek,
- Bölgesel direniş hareketleri başlatmak

Msutafa Kemal bu düşüncelerin hiçbirini kabul etmemiştir. Ona göre vatanın tüm topraklarının tam bağımsız olarak kurtulması gerekmekteydi.
 

Mustafa Kemal buradaki çalışmalarını tamamlayarak 22 Mayıs 1919'da İstanbul Hükümeti'ne hazırladğı raporu gönderir.

Bu raporda;
- Samsun civarındaki karışıklıklara sebep olanların Türkler olmadığını yörede çıkan olayların yegâne sebebinin Pontuscular olduğu,
- izmir’in işgalinin hiçbir haklı gerekçesinin bulunmadığını ve işgalin geçici olduğu,
- Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü olmadığı,
- Milletin millî hâkimiyet esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul ettiğini, bunu gerçekleştirmeye çalışacakları belirtilmiştir.

Mustafa Kemal daha sonra daha güvenli olduğu Samsun'dan Havza'ya geçmiştir.


Bandırma Vapuru


Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)

Amaç
Türk halkında milli bilinci uyandırmak.
İşgallere karşı Türk halkını harekete geçirmek.

Alınan kararlar
- İstanbul Hükûmeti’ne ve itilaf Devletleri temsilcilerine telgraflar çekilerek işgaller protesto edilecektir.
- İşgalleri protesto etmek için mitingler düzenlenecektir.
- Mitingler sırasında Hıristiyan halka karşı bir saldırı ve düşmanlık yapılmasından sakınılmalıdır.
 

Önemi
- Milli mücadele dönemindeki ilk ulusal genelgedir.
- Genelgenin yayınlanmasından sonra İstanbul'da mitingler düzenlenmiştir. Milli bilincin uyandırılması sağlanmıştır.

İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'i İstanbul'a çağırmıştır. Mustafa Kemal ise buradan Amasya'ya geçmiştir.


 

Amasya Genelgesi (Tamimi) (22 Haziran 1919)

Mustafa Kemal Havza'dan hareket ederek Amasya'ya geçer. Burada Refet Bey, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy'un katkılarıyla genelgeyi hazırlar. Genelgeyi Mustafa Kemal, Refet Bey, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy imzalar. Bu şekilde halkın desteğinin sağlanması amaçlanmıştır.

 

Genelgenin maddeleri
- Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.

Önemi: Milli mücadelenin gerekçesidir.

- İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu durum, milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
Önemi: İstanbul Hükümeti'nin üzerine düşeni yapamadığı vurgulanmıştır.

- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Önemi: Milli mücadelenin amacını ve yöntemini belirtmiştir. Buna göre mücadeleyi halkın kendi kuvvetleri yapacaktır. İlk defa milli egemenliği dayalı yönetim biçiminden (cumhuriyet) bahsedilmiştir.

- Milletin durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş millî bir kurulun varlığı gereklidir.

- Anadolunun her yönden güvenilir yeri olan Sivasta millî bir kongrenin toplanması kararlaştırılmıştır.

- Bunun için illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin (temsilcinin) mümkün olan süratle hemen yola çıkarılması gerekmektedir.

- Herhangi bir kötü durumla karşılaşılabileceği düşünülerek bu iş, millî bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidir.

- Doğu illeri adına 10 temmuzda Erzurumda bir kongre toplanacaktır. O güne kadar diğer il delegeleri de Sivasa ulaşabilirse, Erzurum Kongresinin delegeleri de Sivasta yapılacak genel kongreye katılmak üzere yola çıkacaklardır.


Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)

Doğuda, Ermeni Devleti'nin kurulmasını önlemek amacıyla Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir.
Mustafa Kemal, kongreden önce askerlik görevinden istifa ederek kongreye katılmıştır. Mustafa Kemal'in oy birliğiyle seçilerek başkanlığını yaptığı kongre 23 Temmuz 1919'da toplanarak aşağıdaki kararları almıştır.


Erzurum Kongresi'nin yapıldığı bina

Erzurum Kongresi kararları
- Millî sınırlar içinde bulunan vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Önemi: Misak-i Milli'nin ilk maddesi.

- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı, Osmanlı Hükûmeti’nin dağılması halinde millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir.
Önemi: Doğu'da bulunan cemiyetler birleştirilmiştir.

- Vatanın ve istiklalin korunmasına ve sağlanmasına merkezi hükûmetin (istanbul Hükûmeti) gücü yetmediği takdirde, amacı gerçekleştirmek için geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmetin üyeleri millî kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplanamamışsa bu seçimi Temsil Heyeti ( Heyet-i Temsiliye) yapacaktır.
Önemi: Bölgesel amaçlı Temsil Heyeti oluşturulmuştur.

- Kuvayımilliyeyi amil (etken) ve millî iradeyi hakim kılmak esastır.
Önemi: Millid iradeye dayalı yeni bir yönetimden bahsedilmiştir.

- Hristiyan unsurlara (azınlıklara) siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozucu haklar verilemez.

- Manda ve himaye kabul olunamaz.
Önemi: Manda ve himaye İlk defa burada reddedilmiştir.

- Millî Meclisin derhal toplanması ve hükûmet işlerinin meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktır.
 

Kongre, dağılmadan önce 7 Ağustos 1919 günü Mustafa Kemal’in başkanlığında, dokuz kişilik bir Heyet-i Temsiliye seçerek çalışmalarını tamamlamıştır.

Erzurum kongresi toplanış amacı yönünden bölgesel, aldığı kararlar yönünden ulusal bir kongredir.
Doğuda bulunan cemiyetler, Doğu Anadolu Müdafa-i Hukuk cemiyeti adı altında birleşmiştir.


Sivas Kongresi (4 Eylül-11 Eylül 1919)

Amasya Genelgesi'nde Sivas'ta bir kongre yapılmasına karar verilmişti. Bu kongreye her ili temsilen delegelerin katılması kararlaştırılmış böylelikle ulusal bir kongre yapılması amaçlanmıştı. Fakat İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri'nin olumsuz
tutumlarından dolayı kongreye katılım beklenin altında olmuştur. Sivas Kongresi'ne delegelerin büyük bir kısmının oyunu alan Mustafa Kemal başkan olarak seçilmiştir.
Sivas Kongresi'nde yurttaki tüm cemiyetler bir çatı altında toplanarak ulusal birliğin sağlanması amaçlanmıştır. Böylelikle milli mücadele tek elde toplanacak ve işgallare karşı birlik ve beraberlik sağlanacaktı. Erzurum Kongresi'nde ilk defa reddedilen manda ve himaye fikri Sivas'ta tekrar gündeme gelmiş ve yapılan görüşmelerle manda ve himaye fikri kesin olarak reddedilmiştir.


Sivas Kongresi'nin yapıldığı bina (Sivas Lisesi)

Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919 toplanarak aşağıdaki kararları almıştır

- Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar kabul edilmiştir.

- Bütün millî cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirildi. Bu kararla millî güçler birleştirildi. Kurtuluş Savaşı’nın tek elden yönetimi sağlandı.

- Kongrede, milleti temsil eden “ Meclis-i Mebusan”(Mebusan Meclisi)’in bir an önce toplanması kararlaştırıldı.

- Erzurum Kongresi’nde alınan “ Temsil Heyeti, Doğu Anadolu’nun bütününü temsil eder.” şeklindeki kararı “Temsil Heyeti bütün vatanı temsil eder.” olarak değiştirilmiştir. Böylece Temsil Heyetine yurdun bütününü temsil etme görev ve yetkisi verilmiştir.

- Kongre adına bütün işleri yürütmek için bir Heyet-i Temsiliye kuruldu, başkanlığına da Mustafa Kemal seçildi.

- Manda ve himaye kesin olarak reddedildi.

- Temsil Heyeti ilk olarak Ali Fuat Paşa'yı Batı Anadolu Milli Kuvvetler Birliği'ne komutan olarak atayarak hükümet gibi hareket etmiştir. Yürütme yetkisini kullanmıştır.

- Kongreden sonra İrade-i Milliye adıyla gazete çıkarılmıştır. Milli mücadenin ilk yayın organı olan bu gazete ile halk gelişmelerden haberdar edilmiştir.

- Sivas Kongresi tüm yurttan katılım olduğu için her yönüyle ulusal (milli) bir kongredir.


 

Amasya Görüşmesi (22 Ekim 1919)

Ali Rıza Paşa Hükümeti'nin temsilcisi, Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında Amasya'da yapılmıştır. Aşağıdaki şu konularda bir anlaşma sağlanmıştır:
1.Türk vatanının bütünlüğünün ve bağımsızlığının korunması.
2.Müslüman olmayan azınlıklara devletin birliğini bozacak ayrıcalıklar tanınmaması.
3.Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nin İstanbul Hükümeti'nce tanınması.
4.Mebuslar Meclisi'nin Anadolu'da, güvenli bir yerde toplanması.
5.İtilaf Devletleri'yle Osmanlı Devleti'nin barış amacıyla yapacağı konferansa Temsil Heyeti'nce de uygun görülecek kişilerin gönderilmesi.


İstanbul Hükümeti, anlaşma maddelerini benimsediği halde, meclisin Anadolu'da toplanmasını kabul etmedi.
Not:İstanbul Hükümeti görüşmelere katılmakla Temsil Heyeti'nin varlığını tanımış oldu.

 

Temsil Heyetinin Ankara'ya gelişi (27 Aralık 1919)
Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti, yakın bir tarihte toplanacak olan Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin çalışmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara'ya geldiler.Coğrafi konumu, ulaşım ve haberleşme kolaylığı ile Batı Cephesi'ne yakın oluşu nedeniyle Ankara merkez olarak kabul edilmiştir.

 
 

Son Osmanlı Mebusan Meclisi ve Misak-ı Milli

Mustafa Kemal İstanbul'un işgal altında olması nedeniyle buradaki meclisin rahat çalışamayacağını, sıhhatli kararlar alamayacağını, alınsa bile uygulanamayacağını söylemiştir.
Başşehrin İstanbul olması, padişahın varlığı ve anayasa gereği meclis,12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplandı.
Kendisi İstanbul'a gidemeyen Mustafa Kemal, meclis başkanı seçilmek ve Müdafaai Hukuk Grubu kurulmasını istediyse de bu mümkün olmadı. Osmanlı meb'usları, kendi aralarında Felahı Vatan Grubu'nu oluşturdular.Bu grup, Misakı Milli adlı bir bildiri yayınlayarak bunu mecliste ilan ettiler.

Misak-ı Milli Kararları
- Türklerin çoğunlukta olduğu yerler Türk vatanıdır.
- Halkının çoğunluğu Arap olan ülkelerde ve vatandan koparılmak istenen Batı Trakya ve Doğu Anadolu'da kaderini tayin için halk oylaması yapılmalıdır.
- Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.
- Azınlıklara, dışarıdaki Türklere verilen haklar kadar hak verilebilir.
- Güvenliği sağlanmak şartıyla boğazlar dünya ticaretine açılabilir.

*ÖNEMİ:Misakı Milli, milli mücadelenin hedefini, vatanın sınırlarını ve bağımsızlık esaslarını benimseyip gerçekleştirmeye çalışmıştır.

 

 

İstanbul'un İşgali (16 Mart 1920)
Meclisin kendi yararlarına karar alacağını uman İtilaf Devletleri, Misakı Milli kararlarının geri alınması için önce Ali Rıza Paşa, sonra da Salih Paşa hükümetlerine baskı yaptılar.
Bir sonuç alamayınca İstanbul'u resmen işgal ettiler, meclisi basarak, kimi milletvekillerini Malta'ya sürdüler.
ÖNEMİ:
1.İstanbul'un işgali Mustafa Kemal'in haklılığını ortaya çıkardı.Kaçabilen bir çok mebus, aydın komutan ve gazeteci Anadolu'ya geçti.
2.T.B.M.M.'nin açılması için ortam oluştu.
3.M.Kemal, işgali protesto ederek yeni seçimlerin yapılmasını istedi.

 
 

TBMM'nin açılışı (23 Nisan 1920)
Yeni seçimlere gidildi.Meclis, yeni seçilenler ve Osmanlı meclisinden kaçabilenlerin katılmasıyla Ankara'da toplandı.T.B.M.M. Türk milletini temsil ettiğini ve kendi üstünde güç kabul etmediğini tüm dünyaya ilan etti.


Devletin kuruluşu ve Kurtuluş Savaşı'nın tüm askerî ve siyasî kararların alındığı, Cumhuriyetin ilan edildiği bu çok elverişsiz, küçük bina, 18 Ekim 1924 tarihine, kadar kullanılmıştır.
 




18 Ekim 1924'de kullanıma açılmıştır. İkinci bina da aynı semtte ve ilk parlamento binasına yaklaşık 100 metre uzaklıktadır.
 

 

T.B.M.M.'YE KARŞI AYAKLANMALAR
T.B.M.M. 'ye karşı başgösteren ayaklanmalar dört grupta değerlendirilebilir.
1.İngilizlerin desteğiyle İstanbul hükümetince çıkarılan ayaklanmalar: Kuvayı İnzibatiye (Halifelik Ordusu), Anzavur Ayaklanması.
2.İstanbul hükümetinin desteklediği ayaklanmalar: Bolu, Düzce, Hendek, Afyon, Adapazarı, Konya, Yozgat ve Milli Aşireti ayaklanmaları.
3.Kuvayı Milliye yanlısı olup sonradan ayaklananlar: Ethem Bey, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe.
4.Azınlık ayaklanmaları: Adana'da Ermeniler, Karadeniz'in doğusunda Rumlar, işgalci devletlerin yardımıyla kendi devletlerini kurmak için ayaklandılar.
*NOT:Kışkırtma ile çıkan ayaklanmalarda din istismarı yapılmış, Kuvayı Milliye liderleri ise şahsi hırsları yüzünden ayaklanmışlardır.

AYAKLANMALARA KARŞI T.B.M.M.'NİN ALDIĞI TEDBİRLER
1.İstanbul'daki Şeyhülislam Dürrizade'nin fetvasına karşı Ankara müftüsü Rıfat Börekçi'den milli mücadelenin desteklenmesi yönünde fetva alındı.
2.Hıyaneti Vataniye Kanunu çıkarıldı.
3.İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
4.İstanbul'la tüm ilişkiler kesildi.

AYAKLANMALARIN SONUÇLARI
1.İşgallerden kurtuluşun gecikmesine neden oldu.
2.Kardeş kanı döküldü.
3.Düşman ilerleyişine fırsat tanınmış oldu.
4.T.B.M.M. işgalleri bastırarak otoritesini kabul ettirdi.

 

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'yle imzalamış olduğu son antlaşmadır.İtilaf Devletleri, kendi aralarındaki anlaşmazlıklar ve Türk Milletinin direnişi sebebiyle, diğer İttifak Devletleri'nden sonra Türklerle anlaşma yapmak zorunda kalmışlardır.Antlaşma, Saltanat Şurası'nda görüşülmüş ve Damat Ferit Paşa hükümeti tarafından imzalanmıştır.

ANTLAŞMA ŞARTLARI
1.Osmanlı ülkesi, İstanbul ile Anadolu'nun küçük bir bölümünden ibaret olarak kalacaktı.Osmanlı Devleti, eğer azınlıkların haklarını gözetmezse İstanbul da elinden alınacaktı.
2.Boğazlar tüm devletlere açık bulundurulacak ve uluslararası bir komisyon tarafından idare edilecekti.
3.Doğu Anadolu'da iki yeni devlet kurulacaktı (Ermenistan ve Kürdistan).
4.İzmir ve çevresi ile Batı Trakya; Yunanistan'a,
5.Antalya ve Konya yöreleri ile İç Batı Anadolu; İtalya'ya,
6.Suriye,Adana,Malatya ve Sivas çevreleri; Fransa'ya,
7.Irak ve Arabistan İngiltere'ye verilecekti.
8.Askerlik zorunlu olmayacak,asker sayısı azaltılacak ve orduda ağır silahlar bulundurulmayacaktı.
9.Azınlıklara geniş haklar verilecek ve kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanacaklardı.

 


T.B.M.M.'NİN ANTLAŞMAYA TEPKİSİ
1.T.B.M.M. antlaşmayı tanımadığını bildirdi.
2.Antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etti.
 

 
 

DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI

Kuruluş Sebepleri:

1.Kuvayı Milliye birlikleri her ne kadar Yunan orduları ile mücadele etse de, kesin zaferler elde ederek başarılı olamadı.
2.Kuvayı Milliye birlikleri eğitimsiz ve disiplin-sizdi.İhtiyaçlarını halkta zorla alma yoluna gitmiş ve halkın tepkisini çekmeye başlamıştı.
3.Zafer, her yönden iyi donanımlı bir orduyla el-de edilebilirdi.
T.B.M.M.'nin açılışının ardından düzenli orduya geçiş süreci hızlandı.Haziran 1920'de Batı ve Doğu Cepesi Komutanlıkları kuruldu.Kuvayı Milliye birlikleri de bu ordulara bağlandı.Düzenli orduya katılmak istemeyen bazı Kuvayı Milliye yanlıları da ayaklandı-lar.Yunanlılara karşı başarılar elde ederek takdir topla-yan Ethem Bey (Çerkez Etem), üzerine gelen düzenli ordu birliklerine direnmeden Yunanlılara sığındı.

 
 

Doğu Cehpesi


Ermeniler, yüzlerce yıl Türk hakimiyeti altında çok rahat bir hayat sürdürüyorlardı.Rusya, Fransa ve İngiltere'nin kışkırtmaları sonucu ayaklanmalar başladı.1878 Berlin Antlaşması'na Ermenilerle ilgili maddeler konulunca Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline geldi.
I.Dünya Savaşı'nda Ermeniler, Ruslarla birlikte hareket ederek Türk köylerine baskınlar düzenlediler ve bir çok yerde toplu katliamlar yaptılar.Bu nedenle Osmanlı Devleti, Türk ordusunu arkadan vuran ve bir çok masum insanı acımasızca öldüren Ermenileri, o zamanlar ülke sınırları içerisinde bulunan Suriye'ye göç ettirdi.(1915/ErmeniTehciri)
I.Dünya Savaşı'nın bitiminde Kafkasya'nın güneyinde, başkenti Erivan olan bir Ermeni Devleti kurdular.Sınırlarını Doğu Anadolu'da da genişletmek amacıyla Türk topraklarına saldırdılar.
Kazım Karabekir Paşa'nın Doğu Cephesi Komutanı olmasının ardından Ermeniler kısa sürede Doğu Anadolu'dan çıkarıldılar.Ermenilerin isteğiyle, 2 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşması imzalandı.


Gümrü Antlaşması:
- 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda imzalan Berlin Antlaşması ile Ruslara bırakılan Kars ve dolayları (Artvin, Posof, fiavşat, Ardahan, Çıldır, Kars, Iğdır,Tuzluca, Sarıkamış ve Oltu) Türklere verilecektir.
- Ermeniler Sevr Antlaşması'nı tanımadıklarını belirterek, bu antlaşma ile kendilerine verilen Türk topraklarından vazgeçtiler.

Önemi ve sonuçları:
- TBMM'nin ilk askeri ve siyasi başarısıdır.

- Gümrü Antlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'nin uluslararası alanda sağladığı ilk başarıdır.

- TBMM'yi tanıyan ilk devlet Ermenistan olmuştur.

- Ermeniler Doğu Anadolu ile ilgili iddialarından vazgeçerek Kars'ı Türkiye'ye bıraktılar.

- Doğu Cephesi kapanmış buradaki birliklerin bir kısmı Batı Cephesi'ne kaydırılmıştır.

 Batı Cephesi

 

Batı Cephesi Kurtuluş Savaşı'nın en zor mücadelelerinin geçtiği cephedir. Paris Barış Konferansı'nda İngiltere'nin çabalarıyla Ege bölgesi İtalya'dan alınıp Yunanlılara verilmişti. İngiltere, bu şekilde Batı Anadolu'da kendisi için tehlike oluşturabilecek güçlü bir İtalya istemiyordu. Paris Barış Konferansı'ndan bir süre sonra 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar İngilizlerin desteğini alarak İzmir'i işgal ettiler. Türk halkı bu işgale çok sert tepki gösterdi ve öncelikle Kuvayı Milliye birlikleriyle mücadele verdi. Kuvayı Milliye birlikleri Yunanlılara karşı başarılı şekilde mücadele etmekteydi. Ama zamanla işgalcilerin gücü karşısında yetersiz kaldı. Çünkü Kuvayı Milliye birlikleri düzenli bir ordu olmayıp dağınık şekilde mücadele vermekteydi. Bu durum karşısında düzenli orduya geçilme kararı verilerek mücadeleye yeni kurulan ordumuzla devam edildi.

Batı Cephesinde yapılan mücadeleler :

- I. İnönü Savaşı
- II. İnönü Savaşı
- Kütahya - Eskişehir Savaşı
- Sakarya Meydan Muharebesi
- Büyük Taarruz ve Başkumandanlık Meydan Muharebesi


Düzenli ordu kuruluyor

Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla ordumuzun büyük bir kısmı terhis edilmiş, ordunun elinde bulunan silah, araç ve gereçlere el konulmuştu. Bu şekilde yurdumuz işgallere karşı savunmasız hale getirilmek istenmişti.
İşgallerin başlamasıyla Osmanlı Devleti yurdumuzu savunamaz hale gelmişti. Türk halkı başlayan işgallere karşı bulundukları bölgeyi korumak amacıyla Kuvayı Milliye birliklerini kurdular. İlk direniş Hatay Dörtyol'da, ikincisi İzmir'de Yunanlılara karşı oldu. Ayrıca Anadolu'da çıkan ayaklanmaların bastırılmasında görev aldılar.

İşgalcilere karşı mücadele veren bu kuvvetler düşman ilerleyişini durduramıyorlardı. Mustafa Kemal'in önerisiyle Kuvayı Milliye'nin
kaldırılıp düzenli ordunun kurulmasına karar verildi.

Kuvayı Milliye'nin kaldırılmasındaki nedenler:

- Düşman ilerleyişini durdurumaması.
- Dağınık birlikler olup tek bir merkezden yönetilmemeleri.
- Askeri disiplinden yoksun olmaları.
- Askeri teknik bilgisi bakımından yatersiz olmaları.
- Ayaklananları kendi yöntemleriyle cezalandırmaları. Halkta güvensizliğe neden olması
- Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için halktan zorla para toplamaları.



 

I. İnönü Savaşı (10 Ocak 1921)

Savaşın Nedenleri:

- Yunanlıların Çerkez Ethem ayaklanmasından faydalanmak istemesi.
- Düzenli ordunun güçlenmesine izin vermemek.
- Eskişehir'i işgal edip demiryolu denetimini el geçirmek.
- İngilizlerin ve İtilaf Devletleri'nin memnuniyetini kazanmak.
- Sevri zorla TBMM'ne kabul ettirmek.
- TBMM'yi ortadan kaldırmak ve milli mücadeleyi ortadan kaldırmak.


Savaşın gelişimi:

Yunanlılar, Eskişehir ve Afyon yönünden saldırıya geçtiler(6 Ocak 1921). Yeni kurulan düzenli ordu, Yunan kuvvetlerini İnönü mevziinde karşıladılar.
10 Ocak 1921'de ordumuz Yunan ilerleyişini durdurmuş ve Batı cephesinde ilk galibiyetini almıştır.

Savaşın Sonuçları:
- Batı cephesinde düzenli ordunun ilk zaferidir.
- TBMM Hükümeti'nin ve ordunun itibarı artmıştır.
- Milletin düzenli orduya ve TBMM'ye güveni artmıştır.
- TBMM'nin otoritesi güçlendi.
- İsmet Paşa'nın rütbesi genarelliğe yükseltildi.
- İlk anayasa Teşkilat-ı Esasiye kabul edildi.
- itilaf Devletleri Sevr'i zorla kabul ettirmek amacıyla Londra'da konferans yapmaya karar verdiler.
- Sovyet Rusya ile Moskova antlaşması imzalandı.
- Afganistan ile dostluk antlaşması imzalandı.
- İtilaf devletlerinin Yunanlılara olan güveni azaldı.


Londra Konferansı (23 Şubat - 12 Mart 1921)

Yunanlılar I. İnönü Savaşı'nda yenilince İtilaf Devletleri tarafından Londra'da düzenlenmiştir.

İtilaf Devletleri'nin amaçları:

- Sevr Antlaşmasını TBMM'ye kabul ettirmek.
- Yunanlılar'a tekrar saldırı hazırlığı yapmaları için süre kazandırmak.
- TBMM Hükümeti ile İstanbul Hükümeti arasındaki görüş ayrılığından faydalanmak.
- Türk tarafının savaş yanlısı olduğu şeklinde dünya kamuoyunu yanıltmak.

Konferansa İstanbul Hükümeti davet edilirken milli mücadeleyi gerçekleştiren TBMM Hükümeti ayrı bir heyet olarak davet edilmez. İtilaf Devletlerinin amacı iki hükümet arasındaki görüş ayrılığından faydalanarak Sevr'i kabul ettirmektir.

Mustafa Kemal, Türk milletinin gerçek temsilcisinin TBMM olduğunu söyleyerek konferansa doğrudan çağrılmadıkça gitmeyeceklerini bildirir. Bunun üzerine İtilaf Devletleri İtalya aracılığıyla TBMM Hükümeti'ni konferansa davet ederler. TBMM Hükümeti'nin konferansa katılmaktaki amacı Türk milletinin haklı davasını dünya kamuoyuna duyurmaktır.

Konferansa katılanlar: TBMM Hükümeti, Osmanlı Hükümeti, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan
Konferansta Osmanlı Hükümeti'ni Tevfik Paşa, TBMM Hükümeti'ni ise Dış İşleri Bakanı Bekir Sami Bey temsil etmiştir.

 


 

Soldan sağa: Bekir Sami (Kunduh), Fransız delege, Zekai (apaydın). Ayakta solda Hüsrev (Gerede) Bey.



Konferansın başlamasıyla konuşma sırası kendisine gelen Tevfik Paşa “Ben sözü Türk milletinin gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi baş temsilcisine bırakıyorum.” diyerek sözü Bekir Sami Bey'e bırakır. Bu şekilde İtilaf Devletleri'nin ikilik çıkarma planları engellenmiş oldu.

Yapılan görüşmelerde İtilaf Devletleri Sevr'i biraz değiştirerek kabul ettirmek istediler. Türk Heyeti ise işgallerin sona erdirilmesini, Anadolu'nun boşaltılmasını isteyerek Misak-ı milli esaslarından bahsettiler.
İtilaf Devletleri Türk tarafının isteklerini kabul etmedikleri gibi Sevr'i biraz değiştirerek şu maddelerin Türk heyeti tarafından kabul edilmesini istediler:

- İzmir ve çevresi Türkiye’ye verilecek ancak şehirde Yunan askerleri bulundurulacak.
- Trakya, Yunanlılar'da kalcak.
- Kapitülasyonlar devam edecek.

Ayrıca hazırladıkları metinde Ermeni ve Kürt devletlerinin kurulmasından bahsedilmekteydi.

TBMM Hükümeti Heyeti bu şartları kabul etmedi ve konferans dağıldı.


Londra Konferansı'nın sonuçları:
- İtilaf Devletleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin varlığını resmen tanımış oldu.
- Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk defa uluslararası bir konferansta temsil edildi.
- Türklerin savaş yanlısı olmadıkları barıştan yana oldukları gösterildi.
- Türk tarafının milli mücadeleye devam edeceği ve asla bağımsızlıktan taviz vermeyeceği tüm dünyaya duyuruldu.


Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)

1. Dünya savaşında İtilaf devletleri grubunda yer alan Rusya ile Sarıkamış Cephesinde mücadele edilmişti. Sarıkamış Harekatında ordumuz olumsuz hava koşulları nedeniyle 60 bin askerini kaybetmiş bunun üzerine Ruslar karşı saldırıya geçerek Erzurum, Muş, Erzincan, Bitlis ve Trabzon'u işgal etmişlerdi. Rusya ile 3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litowsk anlaşmasıyla işgal edilen yerler geri alınmış ve Rusya da savaştan çekilmişti.

Rusya, 1. dünya savaşından çekildikten sonra İtilaf Devletleriyle yaptığı gizli antlaşmaları açıkladı. Bu olay İtilaf Devletleri ile Rusya'nın arasını açtı. Ayrıca İngiltere, Fransa ve İtalya Rusya'da meydana gelen rejim değişikliğinden kendi ülkelerinin etkilenmemesi için Rusya'ya karşı cehpe aldılar.

TBMm Hükümeti'nin I. İnönü Savaşı'nı kazanması yurt dışında TBMM'nin otoritesini arttırdı.Bu durumdam Rusya da etkilendi. Rusya, güney sınırlarını güvence altına almak amacıyla TBMM Hükümeti ile bir anlaşma yapmaya karar verdi. TBMM Hükümeti de doğu sınırını güvenlik altına almak, Misak-ı Milli'yi Rusya'ya kabul ettirmek ve milli mücadele döneminde maddi destek sağlamak amacıyla Rusya il anlaşma yapmaya karar verdi. TBMM Hükümeti ve Rusya'nın düşmanlarının ortak oluşu bu anlaşmanın imzalanmasında etkili oldu.

Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)
- Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasında imzalanmış tüm anlaşmalar geçersiz sayılacak.
- Sovyet Rusya, Batum'un Gürcistan'a verilemsi şartıyla Gümrü Antlaşması'nı tanıyacak. (Misak-ı Milli'den ilk taviz verildi.)
- İki tarafran birinin tanımadığı uluslararası bir anlaşmayı diğer devlet de tanımayacak.
- Sovyet Rusya Misak-ı milli'yi tanıyacak.

Antlaşmanın Önemi
- Sovyet Rusya Misak-ı Milli'yi tanıdı.
- Sovyet Rusya TBMM Hükümeti'ni tanıdı.
- Doğu Sınırı büyük ölçüde belirlendi.

 

 
 
  Bugün 13 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol